Birçok viski severin hayalidir viski koleksiyonuna sahip olmak… Ben de bir viski tutkunu olarak yakın zamanda ufak bir koleksiyona başladım. Fakat işin içine girince fark ettim ki viski koleksiyonu yapmak pek de kolay bir iş değil.

İlk olarak hangi viskileri almak lazım, bildiğim ve sevdiğim mi yoksa hiç tecrübe edinmediğim viskileri mi almam lazım, aldığım viskileri nerede tutmalıyım, açıp tatmalı mıyım yoksa beklemeli miyim…

Benzer sorular her şişe almak istediğimde aklımda belirdi. Bu nedenle viski koleksiyonuna başlamak isteyen veya yeni başlamış viski severler için faydalı olabileceğini düşündüğüm, biraz kendimden biraz da literatürden edindiğim bazı bilgileri sizlerle adım adım paylaşmak istiyorum.


1. Koleksiyona başlama amacınızı iyi belirleyin.

Bazı koleksiyonerler yatırım amacıyla ileride değerinin artacağını düşündüğü viskileri toplamaya çalışır. Bazıları farklı viskileri tadarak farklı deneyimler yaşamak istediği için bulduğu her çeşit viskiyi koleksiyonuna eklemek ve dilediği zaman tadım yapmak ister. Bazıları ise belki de sadece evinde kaliteli ve şık viskilerin olduğu bir bölüm yaparak misafirlerini ağırlamak onlara sunum yapmak ister.

Bunlara farklı bir sürü motivasyon daha ekleyebiliriz. Gördüğünüz gibi viski koleksiyonu yapma amacında çok farklı motivasyonlar olabilir. Bu nedenle en başta amacınızın ne olduğunu belirlemekte fayda var.

Amacınızı belirledikten sonra “Hangi viskiyi alsam?” süreci çok daha kolay hale gelecektir. Fakat ufak bir tavsiye vermem gerekirse, her zaman tanıdık şişelerle başlamak iyidir.

Seçiminize yardımcı olması için tüm tadım notlarım yer aldığı “A’da Z’ye Viski Tadım Notlarım” bölümüne göz atabilirsiniz.


2. Bütçe!

Ne yazık ki ülkemizde vergilerden dolayı viski fiyatları çok yüksek. Bu nedenle koleksiyonunuza başlamadan önce sizi nasıl bir maliyetin beklediğini bilmenizde fayda var.

Eğer sıkça yurt dışına çıkıyorsanız Türkiye’de satılmayan viskiler dahil birçok viskiyi uygun fiyata bulabilirsiniz. Fakat ülkeye sokarken bu konuda da sınırlama olduğu için yine yüksek fiyatları göze almanız gerekiyor.

the bottle of Bowmore 1957 will break UK records as the most expensive bottle of whisky ever sold at auction

Ufak bir tavsiye: Eğer farklı viskiler denemek istiyorsanız ama bu kadar şişe almak bütçenizi zorluyorsa, minyatür şişelere yönelebilirsiniz.

Benzer şekilde, alacağınız viskiyi sevip sevmeyeceğinizden emin olmadığınız ama yine de denemek istediğiniz durumlarda da, 1-2 şişe almak yerine 10-15 minyatür almak çok daha mantıklı olabiliyor.

Ben de son dönemde farklı şeyler denemek amacıyla bu yolu izliyorum. Özellikle yurtdışı seyahatlerinizde, dükkanlardaki minyatür şişe kısımlarına da göz atmanızı tavsiye ederim.


3. Bardak, kitap ve aksesuarlar…

Koleksiyonunuza şişelere ek olarak değişik viski aksesuarları da ekleyebilirsiniz. İlk olarak birkaç adet viski bardağı almanızı öneririm. Piyasada çok çeşit viski bardağı bulunuyor (Glencairn, Tumbler, Copita, Riedel, Snifter…). Her birinin kendince artıları eksileri bulunuyor, birçok sitede bu konuda analiz yazıları mevcut. Fakat en doğru bardak hangisi hoşunuza gittiyse o olacaktır. Benim favorilerim Glencairn ve Tumbler…

Koleksiyonunuza hangi viski kadehlerini eklesem diyorsanız bu yazıma göz atabilirsiniz.

Viski, kokteyl ya da benzer konulu kitaplar ile de viski koleksiyonunuza zenginleştirebilirsiniz. Bu kitapları şişelerinizi koyduğunuz alana ya da evin farklı bir kısmında da konumlandırabilirsiniz.

Viski Kültürünü Merak Edenler için Kitap Önerileri

Piyasada zengin içeriklerine ek olarak görsel olarak da çok şık görünen bir sürü viski kitabı bulunuyor. Benim de koleksiyonumda bulunan ve tavsiye edebileceğim kitaplar: Malt Whisky Companion (Michael Jackson), Whisky: The Manual (Dave Broom), World Whiskey (Charles Maclean).

whiskybooks


4. Şişeleri açmaktan korkmayın!

Koleksiyonunuzda uzun süren aramalar sonucu büyük zorluklarla bulduğunuz veya özel günler için sakladığınız bazı özel viskileriniz olabilir. Bu şişeleri açmak elbette pek kolay olmayacaktır.

Bu yaklaşım bazı şişeler için mantıklı olsa da, eğer açmaya kıyamadığınız şişe sayısı giderek artıyorsa, burada bir sıkıntı var demektir. Çünkü bu şekilde kendinizi büyük bir keyiften mahrum bırakmış oluyorsunuz…


5. Koleksiyonunuz için özel bir alan yaratın.

Koleksiyona başladığınızda mevcutta evinizde bulunan kitaplık veya tezgah bir süreliğine şişelerinizi sergilemek için yeterli olabilir. Fakat şişe sayısı arttığında koleksiyonunuz için özel bir alan aramaya başlamalısınız.

bar


6. Bencil olmayın!

Viski tek başınıza da içebileceğiniz bir içki olsa da, en keyiflisi yakın bir dostunuzla içmektir. Bu yüzden arkadaşlarınızı davet ederek koleksiyonunuzdaki şişeleri beraber deneyerek keyfinizi katlayabilirsiniz. Hatta ufak çapta tadım aktiviteleri bile düzenleyebilirsiniz.

Benim de yakın arkadaşlarımla kurduğum ya da üye olduğum farklı tadım kulüpleri bulunuyor. Bu kulüplerle düzenlediğimiz tadımlara buradan göz atabilirsiniz.


7. Keşfetmeye devam edin!

Koleksiyonunuza her yeni şişe almak istediğinizde bildiğiniz ve beğendiğiniz viskilere elinizin gitmesi muhtemeldir. Ben de koleksiyonuma ilk başladığımda elim hep isli ve turbalı viskiler gidiyordu.

Fakat sonrasında yeni şeyler denemek için bilmediğim veya çok da zevklerime uymayan viskiler almaya başladım. Zamanla fark ettim ki, eskiden hoşuma gitmeyen viskilerin bazıları çoktan favorilerim arasına girmiş bile…

Bu nedenle siz de yeni şeyler denemekten ve damak zevkinizi keşfetmekten çekinmeyin!


Benim koleksiyonuma gelecek olursak,

Yazının başında da dediğim gibi yakın bir zamanda viski koleksiyonuna başladım. Gelişi güzel olarak başladığım koleksiyonda şu anda planlı bir şekilde ilerliyorum.

Koleksiyonumu 2 bölüme ayırdım. İlk bölümde daha önce deneyimlediğim ve sevdiğim viskiler yer alıyor: Talisker 10, Johnnie Walker Black Label, Monkey Shoulder, Oban 14, Glenmorangie Nectar D’or gibi… Bu şişeler bitince hemen yenisini almaya gayret ettiğim, koleksiyonda devamlı duran viskiler.

Diğer bölümde ise, hiç denemediğim ya da uzun zaman önce denediğim viskiler yer alıyor. Burada genellikle İskoçya ve İrlanda dışındaki ülkelerin viskileri, Türkiye’de satışı olmayan bourbon veya harman viskiler ve son olarak markaların yeni çıkan ekspresyonlar bulunuyor. Bu bölümde olabildiğince çeşitlilik sağlamaya çalışıyorum.

Ufak bir tavsiye: Tadım yaparken kadehinizdeki viskiyi farklı viskiler ile kıyaslamak oldukça faydalı olabilir. Bu sayede viskiler arasındaki farkları ya da benzerlikleri daha belirgin bir şekilde hissedebilirsiniz. Bu nedenle viski barınızda çeşitlilik sağlamak, geriye dönük karşılaştırmalar yapabilmek için önemli.

Şişe miktarı arttıkça viskiler için ayrı bir alan yaratmak şart oldu… Bu nedenle ufak bir büfe aldım. Eğer sizin de ek bir alana ihtiyacınız var ise fikir vermesi açısından viski barımı aşağıda paylaşıyorum.

Leave a Reply

Your email address will not be published.