İskoçya’nın 6 viski bölgesinden (Speyside, Highland, Lowland, Islay, Adalar, Campbeltown) biri olan Islay, İskoçya’nın güney batı kıyısında bulunan oldukça ufak bir alanı kapsıyor. Fakat bölgenin ufaklığına sakın aldanmayın, çünkü bu ufak bölge viski dünyasının en yoğun, en güçlü ve en karakteristik viskilerine ev sahipliği yapıyor…

Ana karaya vapur ile 2 saat uzaklıkta olan Islay (okunuşu Ay-la) bölgesinde 4,000’e yakın bir nüfus bulunuyor. Neredeyse el değmemiş coğrafyasıyla Islay, binlerce çeşit canlıya ve inanılmaz bir doğaya ev sahipliği yapıyor. Ada halkının en önemli geçim kaynakları arasında tarım, turizm ve tabii ki viski bulunuyor.

Kesin olmamak ile beraber, bazı tarihçiler damıtım metotlarının İskoçya’ya 1300’lü yıllarda İrlandalılar tarafından getirildiğine inanıyor. Bu metotların İskoçya’da ise ilk kez Islay bölgesine ulaştığı ve buna da vesile olan olayın İrlandalı Ulster baronunun Isles Lordunun kızıyla evlenmesi olduğu farklı tarihçiler tarafından dile getiriliyor.

Bölgedeki viski serüveni 1300’lü yıllarda başlasa da, ilk lisanslı damıtımevininin yani Bowmore‘un kurulması 1779 yılını buluyor. Bir dönem 23 damıtımevine ev sahipliği yapan Islay’da şu anda aktif 9 damıtımevi bulunuyor. Bunlar:

  1. Bowmore (1779)
  2. Ardbeg (1815)
  3. Laphroaig (1815)
  4. Lagavulin (1816)
  5. Caol Ila (1846)
  6. Bruichladdich (1881)
  7. Bunnahabhain (1881)
  8. Kilchoman (2005)
  9. Ardnahoe (2018)

Credit: islay.com

Bölgedeki son gelişmelere bakarsak bu sayı önümüzdeki yıllarda artacak gibi görünüyor. Diageo geçtiğimiz sene 1983’te kapılarını kapatan efsanevi damıtımevi Port Ellen‘ın tekrar açılacağının müjdesini vermişti. Port Ellen’a ek olarak duyurusu yapılan fakat bir türlü hayata geçemeyen Gartbreck damıtımeviyle de Islay bölgesinde büyük bir hareketlilik olduğunu söyleyebiliriz.


Islay Karakteri

Islay viskilerinin sadece İskoçya’nın değil, dünyanın en karakteristik tat profillerine sahip viskiler olduklarını söylersek pek de yanlış söylemiş olmayız. Öyle ki, bu bölgenin viskileri daha şişelerinin kapakları açıldığı anda bile tüm odayı sarabilecek kadar yoğun notalara sahipler.

Peki nedir bu notalar?

Islay viskileri genellikle yoğun turba, is, yosun notaları ve kuru bitişleri ile biliniyor (Eğer şu an aklınızda “Turba nedir?” sorusu belirdiyse, bu yazıma göz atabilirsiniz).

Birçok viski severin çok ağır bulabileceği Islay viskileri hiç şüphesiz herkesin damak tadına uygun değil. Hatta, Islay markalarından Laphroaig’un bu durumu çok iyi anlatan ve kendi iletişimlerinde de kullandığı bir mottoları bulunuyor: “Ya nefret edersiniz ya da aşık olursunuz”. Bence bu cümleyi sadece Laphroaig için değil, birçok Islay’lı için söyleyebiliriz.

Genel bir Islay karakterinden bahsetmek mümkün olsa da damıtımevlerinin bölge içindeki konumlarına göre karakterleri farklılık gösterebiliyor.

Örneğin, adanın güneyinde bulunan ArdbegLaphroaig ve Lagavulin damıtımevleri turba, iyot ve tuz notalarının yoğun olduğu ağır karakterli, güçlü ve orta gövdeli viskiler üretirler. Bunun en büyük nedeni, bu damıtımevlerinin yüksek oranda turba içeren malt kullanmalarının yanında, aynı zamanda üretimin her aşamasında adadan çıkan turbalı suyu kullanmalarıdır.

Adanın kuzeyinde bulunan Bruichladdich ve Bunnahabhain damıtımevlerinde ise güneyden farklı olarak daha yumuşak karakterli viskiler üretiliyor. Bunun nedeni ise, turbanın ya çok az ya da hiç kullanılmamasıdır. Fakat, genel Islay karakteri ile uyumlu olarak bu damıtımevlerinden çıkan viskilerde de yosunumsu ve baharatlı notaları bulunuyor.

Adanın orta kısmında bulunan Bowmore ve Caol Ila damıtımevleri için ise hem kuzeyin hem de güneyin izlerini taşıyorlar diyebiliriz. Bowmore turba ve toffee’nin ön planda olduğu ferah bir karakter sunarken, Caol Ila’da turba, iyot, malt, tuz ve baharatlı notaların olduğu kompleks karakter görüyoruz.

Yakın çevremde ve katıldığım tadım etkinliklerinde gözlemlediğim kadarıyla ülkemizde Islay viskilerine yoğun bir ilgi bulunuyor. Bu konuda geniş bir anket yapılmadığı sürece tabii ki kesin konuşmak yanlış olur, fakat isli viskilerin Türk damak tadına çok uyduğunu düşünüyorum.


Gelelim turbanın tanımına ve Islay viskileri için önemine…

Turba Nedir? Islay viskileri için önemi nedir?

Turbayı (Peat) kısaca çürümüş bitki kalıntıları ve yosunlardan oluşan siyah renkte süngerimsi bir taşıl kömürü olarak tanımlayabiliriz. Bu tanım kulağa pek hoş gelmiyor olabilir, fakat Islay viskilerinin isli, dumanlı ve füme notalarını turbaya borçluyuz.

Bu notaların viskiye nasıl geçtiğini anlamak için viski üretim sürecinin ilk aşaması olan maltlama aşamasına daha yakından bakmamız gerekiyor. Kısaca anlatmak gerekirse;

Maltlama aşaması, arpaların 2-3 gün boyunca suya yatırılması ile başlar. Suyu emen arpalar yumuşar ve filizlenmek/çimlenmek üzere bir odaya yayılır. Yavaş yavaş filizlenmeye başlayan arpaların içindeki nişasta şekere dönüşmeye başlar. Bildiğiniz üzere şeker sonraki aşamalarda alkol elde edebilmek için oldukça önemli. Bu işlem yaklaşık 1 hafta kadar sürer.

Sonrasında arpaların filizlenmesini durdurmak amacıyla arpalar altında dev bir fırının (kiln) bulunduğu bir odaya alınır ve kurutulur. İşte eğer bu kurutma işleminde turba kullanılırsa, yanan turba fenol adı verilen kimyasal maddeleri açığa çıkarır. Bu fenoller nemli arpa kabuğuna yapışarak, arpaya isli, dumanlı, füme aromalar geçirirler.

Viskilerdeki turba miktarı içerisinde bulunan fenol miktarı ile ölçülür (PPM – Phenol parts per million).

Dünyanın en peaty (turbalı) viskisi 2015 yılında piyasaya çıkan Bruichladdich Octomore 6.3. Bu ekspresyonun PPM oranı ise tam 258. Bu oranın ne kadar yüksek olduğunu anlamak için birkaç örnek daha verelim:

Connemara 12 (20 PPM), Talisker 10 (22 PPM), Caol Ila 12 (35 PPM), Lagavulin 16 (35 PPM), Ardbeg 10 (55-65 PPM), Benromach Peat Smoke (67 PPM), Ardbeg Supernova (100 PPM).

Her ne kadar PPM miktarı viskinin karakteri hakkında önemli bilgi sağlıyor olsa da, sadece bu rakama bağlı kalmak bizleri yanlış yönlendirebilir. PPM miktarına ek olarak turbanın türü, alkolü damıtma şekli, viskiyi olgunlaştırma süresi, kullanılan fıçı türü ve buna ekleyebileceğimiz birçok farklı değişken de viskinin karakterindeki turba yoğunluğu üzerinde etkilidir.

Dünyadaki turba reservinin %90’ının kuzey yarımkürede yer aldığı, bunların da büyük çoğunluğunun İskoçya’da bulunduğu söylenir. Yaklaşık 3,000 ila 7,000 yıl önce oluşmaya başlayan turba yatakları, ilk olarak ısınma amaçlı kullanılıyormuş.

Turbanın yoğun olarak bulunduğu Islay bölgesindeki su kaynaklarında da turba etkisini görmek mümkün.

Bölgede turba ile uzun süre teması nedeniyle birçok su kaynağının kahverengi aktığı ve turba aromasına sahip olduğu söylenir.

Bazı kaynaklarda, Islay’lı damıtımevlerinin maltlama aşamasının ilk adımı olan arpaların ıslatılmasında bu turbalı suyun kullanıldığı belirtilse de, bu işlemin viskinin karakterine etki edip etmediği halen tartışılmakta olan bir konudur.

Islay karakterinde turba gibi bölgenin iklimi de önemli bir rol oynuyor.

Bölgenin etrafının yosunlar ile çevrili olması ve 4 mevsim boyunca denizden esen sert rüzgarlara maruz kalması, Islay turbasının yosunsu, iyotsu ve ilaçsı notalar kazanmasını sağlıyor.


Islay bölgesini ve karakterini anlattıktan sonra yazının kalan bölümünde bölgede bulunan 9 damıtımevi hakkındaki detaylardan bahsedeceğim.

Ardbeg

Ardbeg için adanın en Islay karakterine sahip viskisi dersek pek de yanlış söylemiş olmayız. 1815 yılında kurulan ve adanın güney tarafında yer alan damıtımevi yoğun turba, is ve tuz notalarına sahip ekspresyonları ile biliniyor.

Kurulduğu günden bu yana 2 kez (1981 ve 1996) kapanan damıtımevinin yardımına 1997 yılında  Glenmorangie yetişmiş ve damıtımevini 7 milyon pound karşılığında satın almış. Buna ek olarak, damıtımevi için 1,4 milyon pound’luk bir yatırım da yaparak bazı geliştirmeler yapmış.

Markanın standart ekspresyonu 10 yıl süreyle eski bourbon fıçılarda olgunlaştırıp, %40 alkol seviyesi ile şişelediği Ardbeg 10. (Detaylı tadım notlarım)

Ardbeg’in portföyünde yer alan ekspresyonlardan birkaçı şu şekilde:


Lagavulin

1816 yılında kurulan Lagavulin, sadece Islay’nın değil, İskoçya’nın en ikonik damıtımevleri arasında bulunuyor. Lagavulin, yoğun isli, turbalı ve aynı zamanda meyvemsi karaktere sahip ekspresyonlarıyla, ülkemizde de viski severler tarafından oldukça sevilen bir marka.

Lagavulin’in karakterinde 2 faktörün önemli rol oynadığı söylenir. Bunlardan ilki, markanın Islay’daki en yavaş damıtım süresine sahip olması ve bu işlemin marka ile özdeşleşen armut şekilli imbiklerde gerçekleşmesi. Kimilerine göre Lagavulin’in yuvarlak ve yumuşak karakterinin altındaki detay bu.

Diğer faktör ise, kullandıkları su kaynağı. Üretim aşamalarında deniz seviyesinin 200 metre üzerinde yer alan ve turba ile dolu tepeleden akan Lochan Sholum nehrinden elde edilen suyun kullanılmasının da, aynı şekilde Lagavulin’in karakterinde büyük rol oynadığı söylenir. Su kaynağı konusunda Lagavulin ve Laphroaig‘in uzun yıllar karşı karşıya geldiğini de belirtelim.

Markanın standart ekspresyonu Lagavulin 16, yoğun turba notalarını meyvemsi aromalar ile mükemmel bir dengede sunmasına ek upuzun yağlı bitişiyle çok başarılı bir ekspresyon.

Lagavulin ekspresyonları ve tadım notlarım…


Laphroaig

Adanın güney kıyısında bulunan Laphroaig damıtımevi, 1810 yılında Alexander ve Donald Johnston tarafından kurulmuş. Damıtımevindeki viski üretimi ise bundan 5 sene sonra başlamış.

Laphroaig ekspresyonları, yoğun turba ve is notalarına ek olarak ilaçsı kokuları ve okyanus karakterini fazlasıyla hissettirmesi ile biliyor.

“You either love it or hate it.” / “Ya aşık olursunuz ya da nefret edersiniz” 

Markanın kendi iletişimlerinde de yer verdiği bu söz, aslında bize Laphroaig ile alakalı çok şey anlatıyor. Çünkü Laphroaig gerçekten öyle karakteristik bir profile sahip ki, tattığınız zaman “fena değilmiş, beğenmedim ya da hoşuma gitti” gibi sade yorumlar yapmanız epey zor… Bu marka ile yapılan yorumlar genellikle ya çok olumlu ya da çok olumsuz oluyor.

Bu konuda ufak da bir anımı paylaşmak isterim. Katıldığım bir tadımda sırayla Islay viskilerini tadıyorduk. Genelde is sever bir grup olduğu için herkes viskilerini keyifle yudumluyordu. Sıra Laphroaig 10‘a geldiğinde ise grubun yarısı elleriyle bardaklarının üzerini kapayarak servise gerek olmadığını söyledi ve ekspresyonu tatmadılar. Hatta tadanların yanında oturanlardan bazılarının Laphroaig’un kokusundan rahatsız olup yerlerini değiştirdiler…

Laphroaig, Floor Malting (Yerde Maltlama) işlemini kendi çatısı altında yapan ender damıtımevlerinden biri. Bu işlemin Laphroaig ekspresyonlarının karakterine pozitif katkısı olduğunu söyleyenler bulunduğu gibi, bunun sadece bir pazarlama aracı olarak kullanıldığını söyleyenler de mevcut.

Buna ek olarak, viski üretiminde Kilbride nehrinden elde edilen turbalı suyun kullanılmasının da Laphroaig’un karakterinde etkili olduğu söyleniyor. Bu konuda bazı uzmanlar suyun viskinin karakterinde rol oynamadığını belirtse de, karşı görüşte olanların sayısı da küçümsenemeyecek kadar fazla.

Laphroaig ekspresyonları ve tadım notlarım…


Bowmore

1779 yılında John Simpson tarafından kurulan Bowmore, Islay’da hala aktif olan damıtımevleri arasındaki en eski damıtımevi olma özelliğini taşıyor.

Tarihi boyunca birçok kez el değiştiren damıtımevi şu anda Auchentoshan ve Glen Garioch damıtımevlerinin de sahibi olan Morrison Bowmore Distillers Ltd firmasına ait. Bu firmanın da Japon içki devi Suntory bünyesinde bulunduğunu belirtelim.

Indaal nehrinin kıyılarında bulunan Bowmore damıtımevi, Laphroaig gibi Floor Malting (Yerde Maltlama) işlemini kendi çatısı altında yapıyor, fakat bu şekilde marka ihtiyacı olan maltın sadece %40’ını temin edebiliyor. Buna ek olarak, Bowmore fermantasyon işlemini de geleneksel ahşap tanklarda (washback) yapıyor. Günümüzde birçok damıtımevi bu işlem için demir tank kullanıyor.

Bütün bunları göz önüne aldığımızda, Bowmore’un viski üretimine geleneksel bir yaklaşımı olduğunu söyleyebiliriz.

Markanın ana portföyünde yer alan ekspresyonlar şu şekilde: Bowmore 12, Bowmore 15 Darkest, Bowmore 18, Bowmore 25, Bowmore Legend, Bowmore Small Batch.

Bowmore ekspresyonları ve tadım notlarım…


Caol Ila

1846 yılında Hector Henderson tarafından kurulan Caol Ila, adanın en çok viski üreten damıtımevi olarak dikkat çekiyor. Üretim olarak kendisine en yakın damıtımevinden 2 kat daha fazla üretim yapan yapan Caol Ila damıtımevinden çıkan viskilerin büyük bir kısmı harmanlarda kullanılıyor.

Caol Ila’nın kelt dilinde “Adanın Sesi” anlamına geldiğini de belirteyim.

Tarihi boyunca birçok damıtımevi gibi olumsuz şartlar nedeniyle 2 kere kapılarını kapatan Caol Ila (1930-1937 ve 1942-1945 yılları arasında), 1972’de tamamen yıkılarak yenilenmiş ve inşaat aşamasında orijinal hali ile kalan tek yapı damıtımevinin deposu olmuş. Fakat buna rağmen, üretim aşamasındaki birçok detayı aynı tutmayı başarmışlar.

Genel olarak, turbalı, isli, yağlı ve tuzlu Islay karakterine ek olarak meyvemsi notaları ile bilinen Caol Ila damıtımevinin, Highland tarzında turbasız ve yumuşak ekspresyonları da bulunuyor (Caol Ila Unpeated Serisi).

Caol Ila ekspresyonları ve tadım notlarım…


Bruichladdich

Bruichladdich damıtımevi 1881 yılında Harvey kardeşler – Robert, William ve John – tarafından kuruldu. Viski ile maceraları Bruichladdich öncesinde başlayan Harvey kardeşlerin, Glasgow’da 2 damıtımevi bulunuyordu.

Birçok damıtımevi gibi tarihi boyunca çok kez el değiştiren Bruichladdich, 2012’de Fransız içki firması Rémy Cointreau 58 milyon £ karşılığında satın alınmış.

Bruichladdich, 3 alt markadan oluşuyor: BruichladdichPort Charlotte ve Octomore.

Her bir marka oldukça farklı karakterlere sahip olduğu için portföyde bu şekilde bir alt marka ayrımı yapılmış. Bu nedenle her markayı ayrı anlatmak daha doğru olacaktır.

1. Bruichladdich

Bruichladdich, Islay’da üretiminde turba kullanılmayan ender markalardan biridir. Genel olarak çiçeksi, yumuşak ve hafif bir karaktere sahip Bruichladdich ekspresyonları, markanın üretiminin %60’ını kapsıyor (2017 verileri).

Bruichladdich’in ön çıkan ekspresyonları şu şekilde:

Bruichladdich The Classic Laddie Scottish Barley, Bruichladdich The Laddie Eight, Bruichladdich The Organic.

2. Port Charlotte

Bruichladdich markasının Port Charlotte serisi 1829 yılında kurulan fakat tam 100 sene sonra kapılarını kapanan Port Charlotte damıtımevine ithafen çıkarılmış bir seri.

Bruichladdich’in ileri bir tarihte Port Charlotte damıtımevini hayata döndürmeyi ve burada üretim yapmayı planladığını da belirtelim.

40 PPM fenol oranı ile üretilen Port Charlotte ekspresyonları genel olarak yoğun turbalı, isli ve çiçeksi aromaları ile biliniyor.

Serinin öne çıkan ekspresyonları ise şu şekilde: Port Charlotte Scottish Barley, Port Charlotte Islay Barley, Port Charlotte 10.

3. Octomore

Octomore dünyanın en turbalı viskilerini üretmesi ile meşhur bir marka.

İlk ekspresyonunu 2002 yılında 80,5 PPM* fenol seviyesi ile piyasa süren Octomore, şu an bu seviyeyi çok daha yukarıya taşımış durumda. Marka Bruichladdich Octomore 6.3 ekspresyonu ile en yüksek PPM oranlı viski (258 PPM.) ünvanını elinde bulunduruyor.

“Turba canavarı” karakterine ek olarak meyvemsi, çiçeksi ve deniz notaları ile öne çıkan Octomore, oldukça kompleks ekspresyonlara sahip bir marka.

*Viskilerdeki turba miktarı içerisinde bulunan fenol miktarı ile ölçülür (PPM – Phenol parts per million)


Bunnahabhain

1881 yılında kurulan Bunnahabhain damıtımevi adanın kuzey tarafında yer alıyor. Kelt dilinde “Nehir ağzı” anlamına gelen Bunnahabhain, “Bunna-haa-bın” şeklinde telafuz ediliyor.

Bunnahabhain viskilerinde, genel Islay profilinden farklı olarak turba etkisi oldukça az. Bu nedenle, bu damıtımevinden çıkan viskilerin genel olarak yumuşak ve meyvemsi bir karakteri bulunuyor. Fakat, genel Islay karakteri ile uyumlu olarak Bunnahabhain ekspresyonlarında da yosunumsu ve baharatlı notalar almak mümkün.

Bunnahabhain viskilerinin yumuşak olmasının bir diğer sebebi olarak, damıtım işleminin devasa imbiklerde gerçekleşmesi ve bu imbiklerdeki dolum oranının minimum seviyede tutulmasını gösterebiliriz. Bu uygulamalar ile imbiklerde bulunan sıvı, bakır ile daha çok temas ederek içerisindeki ağır moleküllerden arınmış oluyor.

Markanın standart ekspresyonu Bunnahabhain 12, eski bourbon ve şeri fıçılarında olgunlaştırılıp, %46.3 alkol oranı ile şişeleniyor.

Bunnahabhain’ın genel yumuşak karakterinden farklı olarak ürettiği turbalı ekspresyonunun bulunduğunu da belirtelim (Örnek: Bunnahabhain Toiteach).


Kilchoman

2005 yılında kurulan ve adanın en genç damıtımevinden biri. Viski üretiminde nicelikten daha çok niteliğe önem veren Kilchoman, viski üretim sürecinin tamamını kendi tesisinde gerçekleştiriyor.

Arpa yetiştirmeden su tedariğine, maltlamadan olgunlaştırmaya tüm üretim Kilchoman’da yapılıyor. Hatta markanın bunu vurgulayan bir ekspresyonu bile bulunuyor: Kilchoman %100 Islay.

Markanın başlıca ekspresyonları şu şekilde: Kilchoman Machir Bay, Kilchoman Loch Gorm and Kilchoman 100% Islay, Kilchoman Sanaig, Kilchoman Original Cask Strenght.


Ardnahoe

2018’in sonlarına doğru inşaatı biten Ardnahoe, Islay bölgesinin 9. ve en genç damıtımevi. İskoçya’nın önde gelen bağımsız şişeleyicilerinden Hunter Laing & Co. tarafından kurulan damıtımevi Port Askaig bölgesinden kuruldu.

Uzun imbikleri, çam washbackleri ve worm tub tipi soğutucularıyla geleneksel bir üretim sürecine sahip olan Ardnahoe, bölgedeki birçok diğer damıtımevi gibi isli karaktere sahip viskiler üretecek. Çoğunlukla ilk dolum Bourbon fıçılar kullanan damıtımevi, az miktarda da Oloroso Hogsheads şeri fıçıları tercih ediyor.

Ardnahoe’nun ilk şişelemelerini heyecanla bekliyorum.

Credit: ardnahoedistillery.com


Bu yazı ilginizi çektiyse;

Viski hakkında diğer temel bilgiler için…

İskoçya’nın diğer viski bölgeleri hakkında detaylı bilgiler…

veviski.com’daki isli viskilere göz atın…

10 Responses

  1. Bahadır SARICA

    Bilgi, bölüşüldükçe artan hazinedir.
    Bhartrihari
    Emekleriniz için teşekkür ederim. Sayenizde bilgilerime bilgi kattım.

    Reply
    • & Viski

      Çok teşekkürler Bahadır Bey, sizin için bilgilendirici bir yazı olduysa ne mutlu bana 🙂

      Reply
  2. Artun Öden

    Emeğiniz için teşekkür,nefes almadan okudum diyebilirim

    Reply
  3. Serhat Senkardesler

    Laphroaig 10 un parfumu olsa alirim. O kadar guzel bir kokusu var. Bardak bittikten sonra bir 15 dakkika daha bardagi kokluyorum. Tadi da mukemmele yakin.

    Sunu belirtmeden gecemeyecegim. Ilk aldigimda ve kapagi actigimda, kokusu bana da tuhaf geldi. Ama denedikten sonra tum fikrim degisti. On yargili olunmayip, iki yudum da olsa, denemekte fayda goruyorum.

    Reply
    • & Viski

      Laphroaig kolay bir viski değil, seveni olduğu kadar sevmeyeni de çok… Fakat tabii ki şans vermeli, başta hoşumuza gitmeyen birçok şey damak tadımızla beraber değişebilir ve çok keyif alabiliriz. Bu nedenle ön yargı konusunda çok haklısınız. Laphroiag parfümü gerçekten ilginç olurdu… 🙂

      Reply
  4. Bengi

    Çoğu yazıları biraz okuduktan sonra sıkılırsınız. Siz hem yalın ve akıcı hem de bilgilendirici bir yazı yazdınız. Keyifle okudum.

    Reply

Leave a Reply

Your email address will not be published.