Sean Connery… Sinema tarihinin hiç şüphesiz gelmiş geçmiş en büyük, en ikonik, en karizmatik isimlerinden biri. Geçtiğimiz günlerde hayata gözlerini yuman Sean Connery, benim aklımda her zaman bu sıfatlarla kalacak. Küçüklüğümden beri büyük hayranı olduğum Connery için, bana “centilmenlik” kavramını tanıtan ve filmlerindeki havalı içki sahneleriyle de içki kültürüne merak sarmamı sağlayan kişi diyebilirim.
Sean Connery, Ian Fleming’in James Bond karakterini beyaz perdeye taşıyan oyuncu olarak akıllara kazınmış olsa da farklı filmlerde canlandırdığı karakterlerle de birçok ödüle layık gösterilen çok büyük bir oyuncuydu. Özellikle eğer izlemediyseniz “En İyi Yardımcı Aktör Oscarı”nı kazandığı The Untouchables filmini ve The Hunt for Red October’ı izlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Eleştirmenler tarafından kötü yorumlara maruz kalsa da The Rock ve Entrapment filmlerini de çok sevdiğimi söyleyebilirim.
1988 – En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (The Untouchables)
Bu yazımda amacım tabii ki sizlere Sean Connery’nin filmlerinden bahsetmek değil. Bu yazımda amacım sizlere Connery’nin İskoçya sevgisinden ve viskiyle olan macerasından bahsetmek olacak.
Connery’nin The Lord of The Rings’deki Gandalf ve Matrix’teki Mimar rollerini reddettiğini biliyor muydunuz? (Tamam bu sondu) 🙂
Sean Connery & İskoçya
Sean Connery, 25 Ağustos 1930’da viskinin ana vatanı İskoçya‘da Edinburg şehrinde dünyaya geliyor. Connery’nin soyu viskiye ilgi duymamı sağlayan marka olan Talisker‘in bulunduğu Skye adasına kadar uzanıyor.
Vatansever karakteriyle tanınan Connery henüz 16 yaşında İngiliz Kraliyet donanmasına katılmış. Connery burada vücuduna iki dövme yaptırmış. Bu dövmelerden birinde “Anne ve Baba”, diğerinde “Scotland Forever” yani “Sonsuza kadar İskoçya” yazıyor.
Birçok kaynakta kendisinden “En İskoç” olarak bahsedildiğini görürüz. Connery ülke çapında yapılan “The Greatest Living Scot” (Yaşayan en büyük İskoç isim) ve “Scotland’s Greatest Living National Treasure” (İskoçya’nın en büyük hazinesi) gibi anketlerde de defalarca en tepede yer almış.
Sean Connery bir röportajında 1999 yılında katıldığı İskoç Parlamentosu açılışı için “hayatımın en mutlu günü” diye bahseder. Connery bu özel günde giydiği geleneksel İskoç kıyafeti olan kiltiyle aşağıdaki ikonik kareyi vermişti.
Sean Connery ve eşi Micheline Roquebrune
Sean Connery & Viski
Gelelim Sean Connery ve viskiye. Hemen yukarıda sizlere Connery’nin İskoçya’ya olan bağlığını ve sonsuz sevgisini kısaca anlattım. Konu viskiye geldiğinde eminim ki burada da beklentiniz Connery’nin İskoç viskilerine olan sevgisinden bahsetmem olacaktır. Üzgünüm fakat birçok İskoç viski sever gibi siz de burada biraz şaşıracak ve belki de hayal kırıklığına uğrayacaksınız.
Günlük hayatında Connery’nin bol bol İskoç viskisi tükettiğinden hatta en iyilerinden içtiğinden hiç şüphem yok ama işin kamera önüne baktığımızda Sean Connery’i İskoç değil Amerikan ve Japon viskileriyle görüyoruz.
Aşağıdaki kare 1967 yapımı “You Only Live Twice” filmine ait. James Bond karakteriyle Connery’nin masasında o dönem henüz dünya sahnesinde tüketicilerin karşısına çok çıkmayan Suntory‘yi görüyoruz.
İlerleyen yıllarda Sean Connery & Suntory ortaklığı tekrar karşımıza çıkıyor. 1990’lı yılların başlarında çekilen bir dizi reklam serisinde Connery’i en karizmatik haliyle kadehine defalarca Suntory döktüğünü ve keyifle yudumladığını görüyoruz.
Suntory’nin bu reklamları için Japon viskilerinin sonraki yıllarda yakalacağı çıkışın sebeplerinden göstermemiz pek yanlış olmayacaktır. (Suntory & Sean Connery reklamlarına buradan göz atabilirsiniz)
Photo Credit: jamesbondlifestyle
Sean Connery’i birlikte gördüğümüz bir diğer marka ise dünyada en çok satan Amerikan viski markalarından biri olan Jim Beam. 1966’dan 1974’e kadar Connery ve Jim Beam iş birliği devam ediyor. Bu arada ilginçtir ki, Suntory 2014 yılında 16 milyar dolar karşılığında Jim Beam markasını satın alıyor ve Connery ile temas eden bu 2 marka aynı çatı altında buluşmuş oluyor.
Son olarak, 2015 yılında İskoçya’da 2,000 kişiyle yapılan bir ankette Connery’nin %22 oy ile “En çok viski içilmek istenen ünlü İskoç” seçildiğini belirteyim. Bu ankete katılsaydım benim de ilk söyleyeceğim kişi Sean Connery olurdu. İkinci sıraya ise sanırım Sir Alex Ferguson’ı yazardım.
Huzur içinde uyu “En büyük İskoç”. Benim için her zaman en iyi Bond olarak kalacaksın.
Barış Mercan
Bu yazı ilginizi çektiyse;
Leave a Reply