Güneş Aydoğan’ın (@laggard_istanbul) kalemiyle “Viski Yatırımcılığı” yazı dizisinde 3. başlığımız “Bir Sahte Viski Skandalı”. Bu yazıya başlamadan önce eğer hala okumadıysanız önceki yazılarına mutlaka göz atın.
Yazı dizisinin ilk başlığı “En Kazançlı Hobi” ile viski yatırımcılığı dünyasına giriş yapmıştık. Sonrasında ise “Macallan’ın Yükselişi” ile 1970’lerin sonuna kadar İskoçya dışında pek bilinmeyen Macallan’ın nasıl viskilerin Rolls-Royce’una dönüştüğünü anlatmıştık.
Bir Sahte Viski Skandalı
Viski yatırımcılığının giderek popülerleştiği ve fiyatların çılgın seviyelere ulaştığı bu günlerde, sahte viski piyasasının da giderek büyümesine şaşmamak lazım. Tabii sahte viski deyince aklınıza haberlerde gördüğünüz metil alkolle üretilen sahte rakılar gelmesin. Burada ortada gerçek bir viski var, ama o viski etiketin üzerinde yazan viski değil. Yani birileri çok pahalı bir şişeyi alıyor, daha sonra şeklen ona benzeyen bir sahtesini üretiyor. Ya da durum bu kadar basit mi? Aslına bakarsanız viski dünyasında sahtecilik gerçekte hiç var olmayan viskilerin sahtelerinin yapılması ile başlıyor. Nasıl mı?
1990’ların sonunda artmaya başlayan viski fiyatları yatırımcıların olduğu kadar birtakım uyanıkların da dikkatini çekmeye başlıyor. Viski çılgınlığından nasıl faydalanacağını düşünen bir grup, süper bir fikir buluyor: sahte antika viskiler üretmek.
Bu fikir çok zekice çünkü bu antika viskiler 1850-1900 yılları arasına ait ve o dönemlerde damıtımevleri cam bulmanın zorluğundan dolayı daha önce ilaç şişesi olarak veya başka amaçlarla kullanılmış şişeleri tekrar kullanabiliyordu. Dolayısı ile bu dönemde aynı yıla ait iki viski bambaşka şişelere sahip olabiliyordu.
Bu durum o dönemki kayıt tutma şartları ile de birleşince, antika olarak getirilen bir viskinin gerçekten var olup olmadığı damıtımevleri tarafından bile bilinemiyor. Kaldı ki, böyle bir şişenin o dönemde var olduğu bilinse dahi damıtımevleri, gerçekliği test edebilecek orijinal şişelere sahip değiller. Ayrıca o dönemde bir viskinin sahte olabileceği ile ilgili algı bugün olduğu kadar güçlü olmadığından bu şişelere daha az şüpheyle yaklaşılıyor.
Özellikle İtalya’da üretilen sahte viskilerle başlayan bu dalgada, piyasa bir anda daha önce eşi benzeri görülmemiş antika viskilerle karşılaşmaya başlıyor. Bu viskiler temelde koleksiyonerlere ve damıtımevlerine satılıyor. Alıcılar bu şişelerin yeni yeni ortaya çıkmasını o dönemde artan viski fiyatlarına bağlıyor. Hatta o dönemde tuhaf bir şekilde aynı antika viskiden 4-5 tane ile çıkıp gelen satıcılar bile çok dikkat çekmeden alıcı bulabiliyorlar.
Satılan bu sahte viskileri piyasadan alan damıtımevlerinden biri de dönemin yükselen yıldızı Macallan. 2000 ve 2002 yılları arasında yaklaşık 100 antika şişe alan Macallan; bu şişelerin bir kısmını açık arttırma için satarken, bir kısmını da benzer karakteristiğe sahip replika viskiler üretmek için ayırıyor. Buraya kadar her şey mükemmel.
Viskilerin Macallan tarafından alınması ile gözler bir anda piyasadaki antika şişelere çevriliyor. Bazı sektör duayenleri aslında bu viskilerin gerçek olmayabileceği ile ilgili bazı tartışmalar başlatıyorlar. Bu tartışmalarda en dikkat çeken noktalardan biri bazı şişelerin üzerinde bulunan “Macallan & Talisker Distilleries Ltd” ibaresi…
Hatta şişelerin üzerinde o dönem bu iki damıtımevine de sahip olduğu düşünülen Roderick Kemp’in de adı var. Ancak problem şu ki; Roderick Kemp, Talisker’daki payını satarak Macallan’ı almıştı ve bu iki şirketin aynı çatı altında bulunduğunu gösteren hiçbir resmi kaynak yoktu.
Bu tartışmalar, replikası yapılmak üzere ilk olarak açılıp tadılan 1861 dolumu bir şişenin fazla “modern” ve taze bulunması ile daha da alevleniyor. Tartışmalara kayıtsız kalamayan Macallan, 2002’nin yaz aylarında şişeleri bir teste sokmak gereği hissediyor. Testler için İngiltere’den kağıt ve cam uzmanları geliyor. Yapılan ilk testlerde 4 şişenin kesinlikle sahte olduğu anlaşılıyor. Kalan şişelerin bahsedilen dönemlere ait olduğu kanıtlansa da bazı şişelerin sahte çıkması tartışmaların sürmesine sebep oluyor.
Sonuçta bir şişe ve etiketinin 1800’lerden kalmış olması o şişeyi gerçekten bir Macallan viskisi yapmaya yetmiyor. Macallan 4’ü hariç tüm şişelerin gerçekliğinin kanıtlandığını açıklıyor ancak bu sefer de şişelerin içindeki viskilerin gerçekliği konu oluyor.
Bunun üzerine Macallan, 2003 yılında şişesinin gerçek olduğunu düşündüğü 16 viskiyi karbon testine gönderiyor. Yapılan testlerde viskilerin 1950’lerden sonrasına ait olduğu ortaya çıkıyor. Daha sonra 2004 Ocak’ta teste gönderilen diğer setin de tümü sahte çıkıyor. Ancak bu testler yapılmadan Macallan replika serisini piyasaya sürmüş bulunuyor. Yani bugün online müzayede sitelerinde 300 Pound’dan başlayan fiyatlara satın alabileceğiniz bu replika Macallan’lar aslında sahte viskilerin replikaları.
Bu olayla beraber viski dünyası antika şişelerin sahte olabileceği gerçeğiyle sarsılıyor ve acı bir ders alıyor diyebiliriz. Fakat sahte viskilerin hikayesi burada bitmiyor…
Temmuz 2017’de, bu skandalın üzerinden yaklaşık 15 yıl geçmişken, Çinli bir misaifr İsviçre’de bir otelin barında bir dram viskiye tam 10,000 dolar ödüyor. Bu viski 1878 yılına ait bir Macallan! Haberin yayılması ile birlikte 2004 skandalının farkında olan bazı viski severler durumla ilgili endişelerini dile getiriyorlar.
Bu endişeleri güçlendiren ayrıntılardan biri de bu şişenin Macallan & Talisker Distilleries Ltd şeklinde etkiletlenmiş olması. Sosyal medyada seslerin yükselmesi ile beraber otel, viskiyi karbon testine yolluyor ve anlaşılıyor ki şişenin içinde aslında 1970’lerden kalma bir Blended Malt var! (Merak edenler için Çinli arkadaşımız parasını geri alıyor.)
Sahte viski skandalının tekrar patlak vermesinin ardından Macallan, “Spiritual Home”u Easter Elchies’de sergilenen antika viskilerden bir kısmını, daha ayrıntılı testlere sokmak için sergiden kaldırıyor. Bugün Macallan Estate’i ziyaret edenler için sergilenen antika viskiler Macallan’ın gerçek olduğuna kanaat getirdiği boş şişeler.
O dönem bu talihsizlik ile Macallan’ın karşılaşmış olması çok anlaşılabilir bir durum. Zira o dönemin gözde viskisi olarak Macallan en çok sahtesi yapılan viskilerden biri. Ancak bu sadece Macallan’a özgü bir mesele değil. Talisker, Laphroaig, Bowmore gibi pek çok markanın bu şekilde üretilmiş sahte antika şişeleri bulunuyor.
Ancak bu skandaldan sonra sahte antika şişeler ile ilgili farkındalık yükseliyor ve açık arttırmalarda satılmak istenen tüm şişeler mutlaka karbon testlerine tabi tutuluyor. Her ne kadar testlerde şişeler bahsedilen yıllara ait çıksa da bu şişelere her zaman ilk planda sahte gözüyle bakılıyor. İskoç danışmanlık şirketi RareWhisky101 şu ana kadar ellerine bu şekilde geçen 499 şişeden 486’sının sahte olduğunu düşünüyor.
Antika viskilerin dolaşımının zorlaşması ile sahteciler yönünü diğer iki sahte viski tipini çeviriyor:
1. Refill (tekrar doldurma) şişeler: Bu tip, değerli bir viskinin boş şişesinin başka bir viski ile doldurulmasıyla karşımıza çıkıyor.
Refill’i yapılan viskiler genelde çok pahalı viskiler olamıyor çünkü onların boşunu bulmak da bir problem. Ancak 10,000 dolarlar civarındaki viskilerin boş şişelerini bulmak sandığınız kadar zor değil. Çünkü böyle bir piyasa olduğunun farkında olan başka uyanıklar da bir “boş şişe piyasası” yaratmış durumda. Bazı internet sitelerinde boş şişelerin 200-300 dolar gibi fiyatlara satıldığını görebilirsiniz. Hatta bazıları işi iyice arsızlığa vurup ilanların altına “bu şişenin dolusu 7500 dolar” gibi notlar da iliştiriyorlar. Yani satan da aslında şişenin nasıl kullanılacağının farkında.
Refill’ler genelde mantar kısmının paketlenmesindeki bozukluklar, gerçek şişe ile kıyaslandığında renk farkı veya “köpük testi” ile anlaşılabiliyor. Şişeyi salladığınızda üstünde oluşan köpüklerin kalma süresi içindeki alkolün derecesiyle doğru orantılı. Dolayısı ile gerçeği ile yan yana koyarak böyle bir fark varsa sahteyi ayırt etmek mümkün olabiliyor. Ancak elinizde şişenin orijinali yoksa sahteyi ayırt etmek o kadar kolay olmayabiliyor.
Bu tarz şişeleri almadan mutlaka bir uzman kontrolünden geçirmek gerekiyor. Avrupa’da bazı barlarda barmenlerin “elimde böyle bir şişe var, bizim barın arkalarında kalmış” gibi söylemlerle sahte viskiler satmaya çalıştığına dair anektodlar var, aman dikkat!
2. Replikalar: Bu şişeler başta bahsettiğimiz gibi pahalı bir viskinin birebir taklidi ile ortaya çıkıyor. Refill’lerden farklı olarak burada hem şişe, hem de içindeki viski sahte. Bu şişeler de refill’ler ile aynı yöntemlerle test edilebiliyor. Ek olarak etiketin kalitesi gibi ayrıntılar da sahte şişeleri ele verebiliyor. Ancak artık Çin’de gerçeğine çok benzeyen replikaların üretildiği söyleniyor. Yani bu konuda da mutlaka uzmanlara danışmadan bir adım atmamakta fayda var.
Güneş Aydoğan (@laggard_istanbul)
Viski Yatırımcılığı yazı dizisinde bir sonraki başlığımız “Viski Yatırımcılığı: Hangi viskilere bakmalı?” olacak. Takipte kalın!
Yorum Yazın