Roma müthiş mimarisi, tarihi ve kaybolunası sokaklarıyla en sevdiğim Avrupa şehirlerinde biri. Her zaman olduğu gibi son Roma seyahatimde, şehri sadece turist olarak değil bir viski blogger’ı olarak da gezdim.
Baştan belirtmeliyim ki, Roma’nın tarihi ve mimari zenginliği, konu viskiye geldiğinde biraz azalıyor. Fakat yine de ufak bir araştırmayla viski (ve kokteyl) meraklılarının keyif alabileceği 3 farklı yer buldum.
Bunlardan ilki, yolu Roma’ya düşen her viski severin mutlaka uğraması gereken bir viski dükkanı, Whisky & Co. Diğeri zengin viski menüsüne sahip bir restoran/bar Baccano. Son olarak ise, Speakeasy konseptli bir kokteyl barı, Jerry Thomas Speakeasy.
Whisky & Co.
Whisky & Co., Roma’yla ilgili araştırma yaparken karşıma çıkan ilk yer oldu. Burası için bir viski meraklısı olarak Roma’ya gittiğiniz zaman uğramanız gereken ilk yer diyebilirim.
Whisky & Co., Popolo Meydanınna (Piazza del Popolo) yürüme mesafesinde, oldukça merkezi bir konumda bulunuyor. (Tam adresi için tıklayın)
Yaklaşık 1000’e yakın viski çeşidi bulunan Whisky & Co.’da, viskiye ek olarak viski kitapları (İtalyanca) ve bardakları da bulabilirsiniz.
Dükkan içerisinde ayrıca puro içebileceğiniz, ahşap ve deri döşemelerin hakim olduğu ayrı bir alan da bulunuyor!
Whisky & Co.’da markaların standart ekspresyonlarına ek olarak oldukça nadir bulunan Limited Edition viskiler ve müzeye koysanız sırıtmayacak eski şişeler bulunuyor.
Bu viski dükkanıyla ilgili en önemli detay ise, Whisky & Co.’nun İtalya’nın ilk viski damıtımevi olma özelliğini taşıyan Puni damıtımevinin sayılı satış noktalarından biri olması! (Puni hakkında detaylı bilgi için websitelerine göz atabilirsiniz)
İtalya’ya gelirken beni en çok heyecanlandıran şeylerden biri de ilk ve tek İtalyan Single Malt‘ı olan bu markanın ekspresyonlarını denemek ve koleksiyonuma eklemekti.
Ne yazık ki, stoklarında kalmadığı yanımda dükkandan elim boş ayrıldım. Fakat sağolsun Andrea arka tarafta açık bir Puni Alba şişesi buldu ve benimle paylaştı!
Puni Alba için kısaca tadım notlarım:
Burunda oldukça tatlı. Vanilya, bal, çikolata, baharat ve çok çok hafif turba. Genç ve tahılımsı bir karakterde. Damakta baharatlı ve meyvemsi. Narenciye, tarçın ve çok az turba. Hafif şarabi aromalar da mevcut. Bitiş orta uzunlukta, kuru meyve ve vanilya.
Puni Alba sonrasında, Andrea’nın tavsiyesiyle dükkana yeni gelen Kilchoman Single Cask 2011 denedim. Turba aromalarının baskın olduğu tuzlu, samansı, hafif baharatlı dengeli bir ekspresyon.
Baccano
Roma’nın simgelerinden biri olan Trevi çeşmesin yürüme mesafesinde bulunan Baccano, dekorasyonu ve atmosferiyle oldukça şık ve klas bir restoran. (Tam adresi için tıklayın)
Baccano’ya girdiğim anda kendimi eski zamanların New York’undaymışım gibi hissettim. Sonrasında kendi websitelerinde göz attığımda kendilerini tarif etme şekillerini gördüğümde bu hissimin boş olmadığını da görmüş oldum…
“Parisian atmosphere in the early 20th century, with the metropolitan contemporary style of a New York restaurant…”
Benim için Baccano’nun tartışmasız en ilgi çekici tarafı barıydı. Eski Amerikan barlarını andıran kocaman bir barı ve oturabileceğiniz tabureler bulunuyor. Bara oturduğumda raflarda yer alan viskilerden gözümü alamadım…
Baccano’dan çok keyif almama rağmen 2 ufak eleştirim bulunuyor. Öncelikle, viski çeşitliğinin bu kadar zengin olduğu bir mekanda ayrı bir viski menüsünün olmasını beklerim, fakat ne yazık ki Baccano’da güncel bir viski menüsü bulunmuyordu. Barda gördüğüm birçok viski paylaştıkları menüde yer almıyordu. Bu nedenle, merak ettiğim viskilerin fiyatlarını tek tek sormak durumundan kaldım.
Baccano ile alakalı diğer bir eleştirim de, viski sipariş verirken tadım opsiyonun bulunmaması. Viski çeşitliliği ile öne çıkan bir barınız var ise, bence 3’lü ya da 4’lü olarak tadım setleri bulunmalı, yani farklı viskileri az porsiyonlarla içerek kendi tadımınızı yapabileceğiniz paket menüler. Bu ufak önerimi paylaştığımda, bu şekilde bir menü üzerinden çalıştıklarını ilettiler.
Menü ve tadım konularını çözdüklerinde bence Baccano, viski severlerin uğrak bir noktası haline gelebilir.
İçki içmenin yanında Baccano’yu öğle ya da akşam yemeği için de tercih edebilirsiniz. Menüsünde hem Fransız hem de Amerikan mutfağından örnekler yer alıyor. Fakat fiyatların uygun olmadığını belirtmekte fayda var…
Baccano hakkında detalı bilgi almak ve menülerine göz atmak için web sitelerine göz atabilirsiniz.
Jerry Thomas Speakeasy
2010 yılında bir grup barmen tarafından açılan Jerry Thomas kısa sürede dünyada iyi bir üne kavuşmuş ve bu başarısını son 5 yıldır “Dünyanın en iyi 50 barı” listesinde yer alarak taçlandırıyor. (Tam adresi için tıklayın)
*Speakesy konseptinde olan Jerry Thomas’e girebilmek şifreye ihtiyacınız var. Bu şifreyi elde etmek için websitelerinde ana sayfada yer alan soruyu cevaplayarak, çıkan alana adınızı ve mail adresinizi yazmanızı gerekiyor. Eğer soruyu doğru cevapladıysanız, şifre mail adresinize yollanıyor.
*Speakeasy bar konsepti 1920’lerin Amerika’sında ortaya çıkmış. Alkollü içki satma lisansı olmayan bu barlar, herkesin giremediği ve gizli tutulan mekanlarmış. 1930’larda yavaşça ortadan bu konsept, günümüzde retro bar olarak giderek popülerleşmeye başladı.
Jerry Thomas’ın özenle hazırlanmış, zengin bir kokteyl menüsü bulunuyor. Öne çıkan kokteyller: Monsieur Negroni, Improved Aviation, Mint Julep ve Mercante in Fiera…
Jerry Thomas, Pazartesi-Cumartesi arasında 22’den gece 4’e kadar açıkken, Pazarları 21’den gece 3’e kadar açık. Detaylı bilgi almak websitelerine ya da Instagram sayfalarına göz atabilirsiniz
Bu yazı ilginizi çektiyse;
Farklı şehirlerdeki viski barlarını anlattığım diğer yazılarıma göz atabilirsiniz!
Leave a Reply