Viskiyi kadehe koyduğumuzda ilk dikkat çeken şeylerden biri rengidir. Açık saman sarısından koyu kehribara, hatta bazen bakıra çalan tonlara kadar geniş bir yelpazeye sahip olabilir. Peki bu renk nereden gelir?
Aslında imbiklerden çıkan yüksek alkollü sıvı, yani “new make spirit”, tamamen renksiz ve su gibi berraktır. Henüz ona viski diyemeyiz, çünkü viski olabilmesi için belli bir süre fıçıda olgunlaşması gerekir. İşte tam da bu süreçte, yüksek alkollü sıvı fıçıyla temas ettiği yıllar boyunca rengini kazanır.
Viski renkleri açık sarıdan koyu kırmızıya, hatta neredeyse siyaha çalan tonlara kadar uzanır. Bu geniş yelpazeyi belirleyen başlıca etkenler ise olgunlaştırmada kullanılan fıçının türü, daha önce ne için kullanıldığı, kaç kez doldurulduğu, içinin yakılma ya da kavrulma derecesi, viskinin fıçıda geçirdiği süre ve hatta depolama koşullarıdır. Ancak viskinin rengini tek bir faktöre bağlamak mümkün değildir; renk, tüm bu bileşenlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan bir sonuçtur.
Viski rengini etkileyen öne çıkan başlıca faktörler:
Olgunlaşma süresi: Viski fıçıda ne kadar uzun süre kalırsa, fıçıdan aldığı renk de yoğunlaşır. Genç viskiler genellikle daha açık, uzun süre yıllanmış viskilerin ise daha derin ve koyu tonlara sahip olmasını bekleriz.
Fıçının kökeni: Açık gözeneklere sahip Amerikan meşesinin viskiye açık altın tonlar, daha kapalı gözeneklere sahip Avrupa meşesinin ise daha koyu renkler sunmasını bekleriz.
Fıçının daha önce ne için kullanıldığı: Şeri, port, rom veya şarap fıçıları viskiye kendi renk tonlarını da aktarır. Örneğin, bir Bourbon fıçısında beklemiş bir viski sarı tonlara sahipken, PX şeri fıçısında beklemiş viskinin daha koyu kızıl tonlara sahip olmasını bekleyebiliriz.
Fıçının kaç kere kullanıldığı: Fıçının kaç kere kullanıldığı fıçı yüzeyinin ne kadar aktif olacağını belirler. Yeni fıçı (virgin) veya ilk dolum (first-fill) fıçılar viskiye daha yoğun renk ve aroma kazandırırken, birkaç kez doldurulmuş (refill, second-fill) fıçılarda bu etki daha hafif olur.
Depolama koşulları: Fıçıların bulunduğu iklim, nem ve sıcaklık viskinin fıçıyla etkileşimini hızlandırabilir ya da yavaşlatabilir. Bu da renk yoğunluğunu dolaylı olarak etkiler.
Fıçı işleme yöntemleri: Fıçının içinin ne kadar yakıldığı veya kavrulduğu da renk üzerinde belirleyici bir rol oynar. Daha yoğun yakım, daha karamelize ve koyu renk etkisi yaratır.
Sonuç olarak viskinin rengi, bize onun olgunlaşma yolculuğu hakkında ipuçları veren önemli bir göstergedir. Ancak rengin kaliteyi veya lezzeti belirlemediğini de unutmamak gerekir. Bir viskinin koyu olması o viskinin daha uzun süre yıllandığı veya daha kaliteli olduğu anlamına gelmez. Aynı şekilde açık renkli bir viskinin de illa ki genç ve hafif olmasını beklememeliyiz. Renk yalnızca viskinin fıçıyla geçirdiği serüvenin görsel bir yansımasıdır. Bize viskiye dair ipucu verebilir ama o viskiye dair her şeyi söyleyemez.
Renklendirici Kullanımı
Bununla birlikte, her viski yalnızca fıçıdan aldığı doğal rengini taşımayabilir. Bazı markalar, özellikle aynı seri içerisindeki şişelerde renk farklılıklarını dengelemek için az miktarda karamel renklendirici (E150a) kullanırlar. Bu işlem, viskinin tadını veya aromasını etkilemez; yalnızca görsel bir standart sağlamak için yapılır. Avrupa Birliği mevzuatına göre (Türkiye dahil) karamel kullanılan viskilerde bu durum etiket üzerinde belirtilmek zorundadır. Türkiye’de satılan viskilerin içindekiler kısmında “Renklendirici (E150a)” ibaresini görürseniz, bunun anlamı budur.
Buna karşılık, renklendirici kullanılmayan viskilerde “Natural Colour” gibi ifadeler yer alır ve bu durum markalar tarafından genellikle bir pazarlama söylemi olarak öne çıkarılır. Macallan, Bruichladdich, Glendronach, Glenallachie veya Ardnamurchan gibi markalar renklendirici kullanmayan markalara birkaç örnek. Bu markaların bazıları hiçbir viskisinde renklendirici kullanmazken, bazıları ise belli serilerde doğal rengi tercih ederler.

Whisky colour guide – Edinburgh Whisky Academy
Her zamanki gibi çok lezzetli bilgiler, kitabınızı dört gözle bekliyoruz!
Çok teşekkürler!